HABERLER: Meksika’da Tijuana Karteli liderleri, cinayetlerin kalıntılarını ortadan kaldırması için Lopez’i tuttu ve adını ‘Yahnici’ olarak duyurdu…
Derleyen: Ayşe Kısakürek ‘El Pozolero’ (Yahnici) lakabıyla nam salan Santiago Meza Lopez, kartel patronları için 300 cesedi imha ettiğini itiraf etti. Ancak kötü şöhretli suçlu hakkında yürütülen soruşturma bu sayının çok daha yüksek olabileceğine işaret ediyor.
Kartel savaşları Meksika’yı kasıp kavururken, acımasız uyuşturucu çetesi patronları işledikleri sayısız cinayetin kanıtlarını yok etmek için her türlü metoda başvurmakta kararlı. 1980’li yıllarda iktidara gelerek arkalarında kan, gözyaşı ve çığlıklarla dolu bir miras bırakan Tijuana Karteli liderleri, bu görev için Santiago Meza Lopez’ı işe aldı. Ancak Lopez ilk önce mide bulandıran bir ‘giriş testi’ni geçmek zorundaydı.
SORU SORMADAN EMREDİLENİ YAPTI
İngiliz basını sınavın detaylarını şöyle bildirdi:
“Santiago’yu, sodyum hidroksit, su ve diğer kimyasallardan oluşan yakıcı bir karışımla dolu 200 litrelik varilin hazırlandığı odaya davet ettiler. Ona büyük bir parça et verdiler ve onu fıçıya atıp eriyene kadar karıştırmasını istediler. Santiago hiçbir soru sormadan kendisine söyleneni yaptı. Etin sıvıya karışıp kırmızıya ve kabarcıklara dönüşmesini izledi.”
Kartel patronları, Lopez’in ‘güçlü midesinden’ ve ‘ağzını kapalı tutma yeteneğinden’ etkilenmişti. Artık sırada ikinci aşama vardı. Altı ay sonra onu yeni test için çağırdıklarında el yükseltme vakti gelmişti. Lopez bu kez insanlar üzerinde deneme yapacaktı.
Görevi aynıydı ama son sınavında kartel savaşı kurbanlarından birinin cesedini eritmesi gerekiyordu. Lopez’e cesedi soyması ve içinde aşındırıcı solüsyon bulunan ölüm variline atması emredildi. Gözünü kırpmadan kendisine söyleneni yaptı. Kurbanın vücudunun asidin içinde erimesini soğukkanlılıkla izlediler.
VE ‘YAHNİCİ’ DOĞDU
Kartel üyeleri ertesi sabah geri döndüğünde, fıçıda birkaç diş ve kemik parçalarıyla dolu kalın, zehirli bir çamurdan başka hiçbir şey kalmamıştı. Bu manzara onlara genellikle Noel’de ve diğer kutlamalarda servis edilen geleneksel Meksika yemeği Pozole’yi hatırlattı. Giriş testini geçen Lopez, kurbanların cesetlerini eritmeyi sürdürdü ve zaman içerisinde ‘El Pozolero’ (Yahnici) lakabıyla dilden dile dolaştı.
Meksika’yı hakimiyeti altına alan kanlı çete savaşlarında tam olarak kaç kişinin öldürüldüğünü kimse bilmiyor. Birçok insan bu sayının 400 bin civarını bulabileceğini savunuyor, 60 bin kişi ise resmi olarak kayıp olarak listelenmiş durumda.
Martha de la Rosa Sanchez, sevdiklerine hak ettikleri cenaze töreniyle veda etmek isteyen yüzlerce Meksikalıdan yalnızca biri.
‘TAVUK KÜMESİ’
Lopez’in işlediği suçlar, kurbanlarının çoğunun izinin asla bulunamayacağı anlamına geliyor. ‘Tavuk Kümesi’ adıyla anılan çiftlik binasında, kurbanlarının bedenlerini küçük parçalara ayırarak eritiyordu. Geriye kalanlar ise, göllere ve nehirlere dökülüyordu.
Zaman geçtikçe haftada 440 sterlin (yaklaşık 17.459 Türk Lirası) değerinde maaş alan Lopez, kalıntıları doğrudan nehre taşımak için şeytani zekasını kullanarak bir drenaj sistemi dahi tasarladı. O kadar değerli hale geldi ki, adı bile tüyler ürperten Kartel Patronu Teodoro García Simental için doğrudan çalışmaya başladı. Takvimler 2014 yılının Nisan ayını gösterirken Simental, gündüz vakti gerçekleşen ve 14 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı çatışma sonrası Tijuana Karteli’nden ayrıldı.
Kanlı ayrılık sonrası Simental, dünyanın en güçlü uyuşturucu kaçakçılarından Joaquín Archivaldo Guzmán, namıdiğer ‘El Chapo’ ile yeni bir ittifak yaptı. Ve sadık adamı Lopez’i de beraberinde aldı. El Chapo’nun tetikçileri Simental’ın eski arkadaşlarıyla savaşırken Lopez ise, kurbanların cesetlerini ortadan kaldırmak için gece gündüz çalışmayı sürdürdü.
‘HİÇBİR ŞEY HİSSETMEDİM’
Lopez tutuklandıktan işlediği suçlar hakkında şöyle konuştu:
“Bana cesetleri getirdiler, ben de onlardan kurtuldum. Hiçbir şey hissetmedim.”
Kartel üyeleri tarafından isminin üstü çizilmiş olan yaklaşık 300 kişinin cesetlerini erittiğini itiraf etti, ancak polis gerçek sayının bunun iki katından fazla olabileceğini tahmin ediyor. 2012 yılından günümüze kadar, ‘Tavuk Kümesi’ çevresindeki araziden en az 16.500 litre atık 200 kg’a kadar insan kalıntısı bulundu. Yerel yetkililer, sürdürdükleri araştırmalara dayanarak, kurbanların sayısının 650’ye kadar çıkabileceğinden endişe ediyor.