Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’nda açıklamalarda bulunuyor.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: Sayın bakanlar, sayın genel sekreter, aziz kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 39. bakanlar oturumunun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kıymetli fikirleri ile toplantımıza katkı verecek olan kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 7 Ekim’den beri İsrail’in ahlaksız saldırılarına karşı vatanlarına sahip çıkan Gazzelileri yürekten selamlıyorum.
Dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren tüm kardeşlerime buradan muhabbetlerimi gönderiyorum. Sizleri bir kez daha ülkemizde ağırlamaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum. Türkiye’ye ve aziz İstanbul’a hepiniz hoşgeldiniz.
Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Sene-i devriyesini idrak ediyoruz. Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı ile taçlandırmadan durmayacağız.
Sivilleri ve yerleşim yerlerini hedef saldırılarda 16 bin üzerinde şehit var. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazze’de şehit edilen her üç kişide 2’sini çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. İsrail zulmünün arasında 73 gazeteci de var. BM kendi çalışanlarını dahi İsrail barbarlığından koruyamıyor. BM Gazze imtihanından başarısız çıkmıştır. BM Genel Sekreteri Guterres’in samimi gayretleri bile sabote edilmiştir.
İSRAİL İÇİN TEK KELİME KURAMIYORLAR
Uluslararası basın kuruluşları öldürülen meslektaşları için tek bir kelime kuramıyor. Bunlar bize yıllarca hukuk ve demokrasi dersi vermişti.
ÖNÜMÜZDEKİ YILLAR SANCILI OLACAK
Bunca masumun ölümünü sessizce geçiştirmeye çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek bir sözleri kalmadı. Bütün bir 20. yy tasarımının gözlerimizin önünde çöküşünü izliyoruz. Önümüzdeki yıllarda çok sancılı, kanlı ve risklerle dolu olacaktır. Gazze küresel sistem açısında bir turnusol kağıdı işlevi gördü.
KENARDA BEKLEMEYECEĞİZ
Hiçbirimiz bu sistemi kabullenmek zorunda değiliz. Böyle geldi, böyle gider diyemeyiz. Müslümanlar olarak daha adil bir dünya mümkündür diyoruz. Gelecek nesillere karşı da sorumluluğumuz var. Kenarda bekleyemeyeceğiz.
GAZZE’Yİ SAVUNMAK İSTANBUL’U SAVUNMAK DEMEKTİR
Başka adımlar da atmamız lazım. İsrailli yöneticilerin işledikleri suçtan sorumlu tutulmaları bunlardan birisidir. Aynı şekilde İsrail’in mevcudiyetini nükleer silahlar meselesinin de unutulmasını kabul etmeyeceğiz. Şu anda Gazze Kasabı olan Netanyahu bir savaş suçlusu olması ötesinde kesinlikle Gazze Kasabı olarak yargılanacak. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına çok net bir duruş sergilemeyiz. Gazze bir Filistin toprağıdır, ebediyen de öyle kalacaktır. Tek bir karış toprağı İsrail’e bırakmamak, hepimizin borcudur. Bunu kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bunların başka yerlere göz dikeceklerini de çok iyi biliyoruz. Meselenin Gazze olmadığını ifşa etti. Gazze’yi savunmak demek Mekke’yi, Bağdat’ı, İstanbul’u savunmak demektir. Acının feryadın bizim ocağımıza gelmesini beklememeliyiz.