İzmir’de Tuzla Fayı Alarm Veriyor: 2 Bin Yıllık Sessizlik Bozuluyor

İzmir’de Tuzla Fayı Alarm Veriyor: 2 Bin Yıllık Sessizlik Bozuluyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir’deki fay hatlarını incelediklerini belirterek, Tuzla Fayı’nın 2 bin yıl aradan sonra deprem üretme zamanına geldiğini söyledi. Sözbilir, Menemen, Güzelhisar, Gülbahçe, Seferihisar ve Bergama faylarının da aynı sisteme katılma aşamasında olduğunu vurguladı.

İzmir’in Depreme Dayanıksız Yapı Stoğu

Prof. Dr. Sözbilir, İzmir’deki yapı stokunun yüzde 60’ının depreme dayanıklı olmadığını kaydetti. Kentte kara ve deniz bölgesinde toplam 40 aktif fay bulunduğunu ifade eden Sözbilir, “İzmir ve çevresinde stres birikimi hızlandı. Bazı bölgelerde aktivitenin aniden durması riskin büyüdüğüne işaret ediyor” dedi.

2 Bin Yıl Sonra Deprem Sinyali

Sözbilir, Tuzla Fayı’nın son 2 bin yıldır kırılmadığını ve fayın yaklaşık 2 bin yılda bir deprem ürettiğini belirterek, “Demek ki Tuzla Fayı’nın deprem üretme zamanı gelmiş” dedi. İzmir için en riskli fayın İzmir Fayı olduğunu belirten Sözbilir, fayın kuzey yönlü olduğu için körfezde ciddi yıkım riski taşıdığını, ancak yakın zamanda kırılma olasılığının bulunmadığını ifade etti.

Türkiye’de Diğer Riskli Faylar

Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye’nin 30’a yakın bölgesinde deprem üretme zamanı gelmiş faylar bulunduğunu, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde ise deprem hareketliliğinin sürdüğünü söyledi. 10 Ağustos’ta bölgede meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depreme değinen Sözbilir, bazı faylarda aktivitenin durmasının stres birikimine işaret ettiğini ve bu nedenle riskin devam ettiğini vurguladı.

Erken Uyarı ve Önlemler

Sözbilir, İzmir ve çevresi için erken uyarı sistemi geliştirdiklerini ve 2 ay içinde fay yakınlarına 12 istasyon kuracaklarını açıkladı. Ayrıca, üniversite bünyesindeki Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni Deprem Araştırma ve Risk Azaltma Enstitüsü’ne dönüştürmeyi planladıklarını belirtti.

Prof. Dr. Sözbilir’in açıklamaları, İzmir’de deprem riski konusunda farkındalığı artırırken, bölgedeki erken uyarı sistemleri ve önleyici çalışmaların önemini bir kez daha ortaya koydu.