Sarıyer’deki kilise saldırıyla ilgili gözaltına alınan 2 saldırganın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde çekilen fotoğları paylaşıldı.
Sarıyer’de bulunan Santa Maria Kilisesi’ne yönelik Pazar günü ait sırasında silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 1 kişi hayatını kaybetti. Olayın ardından İstanbul emniyeti saldırganların yakalanması için geniş çaplı araştırma başlattı.
Çalışmalarda saldırganların Tacikistan uyruklu A.K. ve Rusya uyruklu D.T.’nin de aralarında bulunduğu 52 kişi olaydan 10 saat sonra yakalanarak gözaltına alındı.
Saldırganların olayda kullandığı silahlar, Kemerburgaz kent ormanında bulunurken kullandıkları Polonya plakalı araç ise Beylikdüzü’nde plakaları sökülerek terk edilmiş halde bulundu. Olaydan sonra silahlarını Kemerburgaz’da atan saldırganların, araçla Beylikdüzü’ne kaçtıkları, aracın plakasını söküp bir sokakta bıraktıkları öğrenildi.
CİNAYET SONRASI ‘SAKAL’ DETAYI DİKKAT ÇEKTİ
Daha sonra Güvercintepe’de saklandıkları adrese minibüsle giden 2 saldırgandan Rus uyruklu D.T.’nin tanınmamak için yanında taşıdığı tıraş makinesiyle sakalını kestiği fakat bu sakalları çöpe atamadan polis ekiplerince yakalandığı ortaya çıktı.
SUŞİ USTASI OLARAK ÇALIŞMIŞLAR
Öte yandan şüphelilerin saldırıdan önceki dönemleriyle ilgili yapılan araştırmalarda ise şüphelilerin Bahçelievler’de bir Çin restoranında suşi ustası olarak çalıştıkları öğrenildi.
“KAPI O GÜN KAPANMIYORDU”
Pazar ayinini yöneten kilisenin Rahibi Anton Bulai, yaşadığı anları anlattı. Kendisinin bir cemaat üyesi tarafından iç odaya götürüldüğünü dile getiren Bulai, o an yaşadığı korkularının cemaat için olduğunu vurguladı. Bir mucize gerçekleştiğini düşündüğünü belirten Bulai, “Mutlaka tekrar cemaate dönmemiz gerekiyor. O gün insanlar Rabbin sesini duysunlar diye geldi, kurşun sesi duydular” ifadelerini kullandı.
“CEMAATTEN BİRİ BENİ İÇERİ SOKMAYA ÇALIŞTI”
Papaz Anton Bulai, “O gün ben ayin yönetiyordum. Herhangi normal bir pazarda dua ediyorduk. İlk ses duyduğum an gözlerimi bile açmadım çünkü ben dua ediyordum. Onun için tam algılayamadım ilk kurşun ne zaman ateş edildi. İkinci sesi duyduğum an o zaman gözlerimi kaldırdım ve kapıda iki şahıs, maskeli gördüm ve hemen anladım ki olay ciddi. Gördüm ki bazıları bağırıyor, bazıları kaçmaya çalışıyor ama çoğu aşağıya eğildi. Cemaatten biri geldi ve beni içeri sokmaya çalıştı. Hatırladım ki masamızda kutsanmış ekmek ve kutsanmış şarap olacak…” dedi.
“KAPI ÇOK RAHAT ŞEKİLDE KAPANIYOR, O GÜN KAPANMIYORDU…”
Bulai, “Ben dönmeye ve onları almaya çalıştım ama bu kardeş beni zorla içeri soktu. Kapıyı kapattı, ne yapıyorsun diyorum çünkü içeride cemaat var. O zaman tekrar yavaşça kapıyı açtım ve içeri girdim. Kendileri gittiler, bu arada 15-20 ateş duydum. Kiliseye girdiğim an gördüm ki bütün cemaat yerde serilmiş bulunuyor. Ben geçtim, bir başka kardeş kilisenin kapısını kapatmaya çalışıyordu. Görüyordum ki, başaramıyor. Ben ortadan geçerken, herkes iyi mi diye soruyordum. Hiç kimse cevap vermiyordu. Çok duygulanıyorum çünkü anlamadım ne olduğunu. Yaralı mı, ölü mü bilmiyordum. Ne olursa olsun kapıya kadar gittim. Kapıyı kapatmak için yardım etmek istedim. Bu da çok ilginç çünkü bizim kapı çok rahat bir şekilde kapanıyor. O gün kapanmıyordu. Önde bir şey görecek miyiz diye baktık. O an cemaatten iki kardeş saldırı oldu diyor. Biri de gülümsüyor ‘ne saldırısı’ diye. İçeri girdiler, bir komşumuz geçiyordu ve her zaman ki gibi gülümseyerek selamladı ve saldırı oldu dedi. İçeri bakmaya girdiler, ben de onların peşine gittim ve kapıyı kapattık” ifadelerini kullandı.
“KİLİSEMİZDE MUCİZE GERÇEKLEŞTİ”
Bulai, “Ben diyorum ki çok büyük bir mucize gerçekleşti kilisemizde. İki silahlı adam ve sadece bir hedef. Onların kurşunları bir hedef vurdular, imkansız… Tanrı’nın eli olmasaydı büyük bir katliam olurdu. Ben eminim ki Tanrı bizleri korudu çünkü bu kadar kurşun ve sadece bir hedef vurdular, imkansızdı” dedi.
“RABBİN SESİNİ DUYSUNLAR DİYE GELDİ; KURŞUN SESİ DUYDULAR…”
Bulai, “Ben cemaat için korkuyorum. Cemaati düşünüyorum çünkü onların çocukları, eşleri var. Zor durumlarda her şeye rağmen yaşamaya devam etmemiz gerekiyor. Mutlaka tekrar cemaate dönmemiz gerekiyor. O gün insanlar Rabbin sesini duysunlar diye geldi, kurşun sesi duydular. O gün sanki insanların kalplerinde Tanrı değil kurşunlar konuştular. Ama eminim ki bütün kardeşler iyi şekilde kendilerini düşünerek, Rabbi düşünerek, tekrar cemaatte beraber olacağız. Tekrar Rabbi öveceğiz” dedi.
“BÜTÜN TÜRKİYE EMİNİM Kİ BİZİM İÇİN DUA EDİYOR”
Bir hatırlatmada da bulunan Bulai, “Perşembe akşam saat 19.00’da bizim Episkoposumuz gelecek. Diğer din liderlerini de davet ettik. Cemaati de davet ediyoruz. Beraber dua edip, Rabbi övelim. Bu korkuyu tekrar neşeye çevirelim. Bütün Türkiye eminim ki bizim için dua ediyor. Bu bizim yaramız değil Hristiyan ya da Büyükdere, bu yara hepimizin yarası. Hristiyan olsun, Müslüman olsun, Yahudi olsun… En büyük yara Büyükdereli olanlar içindir çünkü herkes Büyükdere öyle bir şey duyulmadı diyor” ifadelerini kullandı.
Bulai, kilisenin doğru isminin de Meryem Ana Doğuş Kilisesi olduğunu, kilise cephesinde Latince bunun yazdığına dikkat çekti.