İran, İsrail’e insansız hava araçları ve füzeler ile dün gece saldırı başlattı. İsrail’de savaş kabinesi acil toplanırken ülkelerden peş peşe açıklamalar yapıldı. Peki İran’ın bu saldırısı ne anlama geliyor? İsrail’in karşı hamlesi ne olur? Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler nasıl etkilenir? Yaşanan son gelişmeleri milliyet.com.tr’ye değerlendiren TEPAV Dış Politika Programı Direktörü ve eski diplomat Gülru Gezer, Refah ve Lübnan’a dikkat çekerek bir anda saldırı emrinin gelebileceğini söyledi.
SERCAN DİNÇ / milliyet.com.tr – İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına düzenlediği ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nda görevli 2 general ile toplam 7 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından iki ülke arasında gerilim tırmanırken dün gece dünyayı şoke eden bir gelişme yaşandı.
İran, ‘Gerçek söz’ adı verilen bir operasyon ile İsrail’de belirlenen hedeflere 200’den fazla İHA ve füze saldırısı gerçekleştirdi.
Yemen’deki İran destekli Husiler de İsrail’e füze saldırısı düzenledi.
İran tarafından yapılan saldırıların yüzde 99’unun engellendiğini duyuran İsrail Savunma Kuvvetleri Sözcüsü Avichay Adraee, saldırıda yaklaşık 170 İHA, 30 seyir füzesi ve 120 balistik füzenin kullanıldığını, Beerşeba kentinin doğusundaki Nevatim hava üssünde altyapının küçük çaplı hasar aldığını belirtti.
İRAN: İSRAİL REJİMİ BİR DAHA HATA YAPACAK OLURSA…
İran’ın BM Misyonu tarafından yapılan açıklamada, “İran’ın BM Anlaşması’nın 51. maddesindeki meşru müdafaa hakkına dayanan askeri hamlesi, siyonist rejimin Şam’daki diplomatik binalarımıza saldırısına cevaptı. Mesele sonuçlanmıştır diyebiliriz. Ancak, İsrail rejimi bir hata daha yapacak olursa İran’ın cevabı daha sert olacak. Bu, İran ile İsrail rejimi arasında bir çatışmadır, ABD bundan uzak durmalı” ifadeleri kullanıldı.
NETANYAHU: HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIRLIKLIYIZ
Savaş kabinesini toplanyan İsrail Başbakanı Netanyahu “Savunma sistemlerimiz konuşlandırıldı ve hem savunmada hem de saldırıda her türlü senaryoya hazırlıklıyız. İsrail devleti güçlüdür, IDF güçlüdür, halk güçlüdür” dedi.
ABD, İngiltere, Fransa’nın yanı sıra birçok ülkenin İsrail’in yanında durduğunu belirten Netanyahu, “Net bir ilke belirledim. Kim bize zarar verirse, biz de onlara zarar vereceğiz. Kendimizi her türlü tehdide karşı savunacağız ve bunu sakince, kararlılıkla yapacağız” ifadelerini kullandı.
İRAN’IN SALDIRISI NE ANLAMA GELİYOR?
TEPAV Dış Politika Programı Direktörü ve eski diplomat Gülru Gezer, yaşanan son gelişmeleri milliyet.com.tr’den Sercan Dinç’e değerlendirdi.
“7 Ekim’den bu yana İsrail defaatle İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüsü Gücü komutanlarını ve üst düzey yöneticilerini hedef aldı. Bugüne kadar bu çerçevede hayatını kaybedenlerin sayısı 20’ye yaklaştı. İran her seferinde karşılık vereceğini açıkladı ama doğrudan bir hamlede bulunmadı.” diyen Gezer şunları söyledi;
1 Nisan’da, aynı zamanda İran İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 45. Yıldönümüne denk gelen gün, İsrail bu defa İran’ın Şam Büyükelçiliği yerleşkesini vurdu. Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi’nin açık ihlali anlamına gelen ve İran’ın egemenliğini doğrudan hedef alan bu saldırı Tahran için bir dönüm noktası oldu.
Rusya’nın çağrısı üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi’nden sözkonusu saldırıya ilişkin bir kınama çıksaydı, belki bir ihtimal İran doğrudan yanıt vermezdi. Ancak ABD, BK ve Fransa’nın sunulan karar tasarısına karşı gelmesiyle Güvenlik Konseyi’nden kınama kararı çıkmadı. Batı bir kez daha İsrail’in uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal etmesine kayıtsız kaldı.
İRAN EĞER YANIT VERMESEYDİ…
İran eğer 1 Nisan saldırısına yanıt vermeseydi, Netanyahu’nun Tahran’ı taciz etmeye devam edeceğini biliyordu. İran 13 Nisan gecesi gerçekleştirdiği karşı hamleyle hem zedelenen itibarını belirli ölçüde onarmış oldu hem de İsrail’e ‘artık yeter’ mesajını verdi.
Tabiatıyla, İran’ın bahsekonu karşı saldırı hakkında ABD’yi önceden bilgilendirmiş olması, 13 Nisan’a giden süreçte taraflar arasında dolayı bilgi akışının bulunması iki ülke arasında yıllardır var olan “angajman kuralları” temelinde İran’ın bir yanıt vereceğine, amacın gerginliğin tırmandırılması olmadığına işaret ediyordu.
Saldırılar sonrasında İran medyası ve yetkililer operasyonun başarılı olduğunu da vurgulamak suretiyle İsrail karşılık vermediği müddetçe meselenin kapandığını ve amaçlarına ulaştıklarını açıkladı.
İSRAİL’İN BU SALDIRIYA KARŞI NASIL BİR HAMLESİ OLUR?
İran şu noktada bekleme pozisyonundadır. Burada İsrail’in vereceği yanıt önemlidir. İsrailli yetkililer İran’ın başarız olduğunu, atılan İHA ve füzelerin neredeyse tamamının etkisiz hale getirildiğini ifadeyle, bu gelişmeyi bir zafer olarak nitelendirmektedir.
ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde İsrail’in yanında olduğunu, ancak Tel Aviv’in İran’a saldırması halinde denkleme dahil olmayacağını ifade etmiş olması Biden Yönetimi’nin de bu meselenin kapanmasını istediğini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
İsrail savaş kabinesi Netanyahu, Gallant ve Gantz’ı verilecek yanıt konusunda tam yetkilendirdi. Yetki sadece Netanyahu’ya verilmiş olsaydı, yine kendi siyasi kariyerini önceleyerek, ABD’ye rağmen bir hamlede bulunması sözkonusu olabilirdi. Ancak Gantz’ın da yetkilendirilmiş olması bir emniyet sübabı olarak görülebilir diye düşünüyorum.
YENİ SALDIRI EMRİ VEREBİLİR
Bir de İsrail İran’ın bu saldırısıyla Batı’nın desteğini yeniden elde etti. İsrail yeniden mağdur pozisyonuna kendini getirdi. Dolayısıyla yeniden izole olmamak için daha dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum. Ama tabii belli de olmaz. Çok zaman önce gerçeklikten kopan Netanyahu bir anda Refah’a ya da Lübnan’a saldırı emri de verebilir.
ADIM ADIM 3. DÜNYA SAVAŞI’NA MI GİDİLİYOR?
Konunun 3. Dünya savaşına evrilmemesi için tüm ülkelerin bu noktada sorumlu davranmaları esastır. Ülkeler gerilimin daha da tırmandırılması değil, gerginliğin yatıştırılması yönünde el birliğiyle çalışmalıdır. Bu çerçevede Batı’nın özellikle İsrail’e yönelik net mesajlar vermesi gerekir.
ABD’NİN İSRAİL İLE BİRLİKTE İRAN’A YÖNELİK BİR ASKERİ MÜDAHALESİ OLUR MU?
ABD savaşın başından bu yana çatışmaların bölgeye yayılmaması yönünde mesajlar veriyor. Nitekim, dün akşamki Biden-Netanyahu telefon görüşmesinde ABD Başkanı’nın İsrail’in İran’a saldırması halinde yalnız kalacağını açık bir şekilde ifade etmesi meselenin daha fazla uzamasını istemediğini gösteriyor. ABD’nin İsrail’le birlikte İran’a saldırmasını ben pek olası görmüyorum. ABD daha fazla bölgenin içine çekilmek istemiyor.
TÜRKİYE VE VE BÖLGEDEKİ DİĞER ÜLKELER BU SON YAŞANANLARDA NASIL ETKİLENİR?
Her şeyden önce Türkiye’nin İran’la 543 kilometrelik bir sınır var. Savaşın İran’a sıçraması demek Türkiye’ye büyük bir göç demek. Bunu geçmişte Irak savaşlarında, Suriye’de ve Afganistan’da gördük.
Dün sadece İran saldırmadı İsrail’e. Irak, Lübnan ve Yemen’den direniş cephesi unsurları da kendi imkanları doğrultusunda İsrail’e karşılık verdi. Savaşın tırmanması demek tüm bu ülkelerin savaşın içine çekilmesi anlamına gelir. Ürdün’ün ABD ve BK yanında yeralmış olmasını da İran muhakkak not etmiştir. Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’nin de olası bir İran-İsrail savaşından etkilenmesi muhtemeldir.
Dolayısıyla tüm bu yaşananların bölgeyi daha da istikrarsızlığa sürükleme tehlikesi bulunmaktadır. Temennim İsrail’in karşılık vermemesi ve gerilimin azalmasıdır.
İRAN’IN SALDIRISINA KİM, NE DEDİ?
ABD, İsrail’e her türlü desteği vereceğini açıklarken İngiltere, Fransa, Hollanda, Danimarka gibi ülkeler İran’ın saldırısını şiddetle kınadı.
BM Genel Sekreteri Guterres, İran’ın İsrail’e yönelik hava saldırılarını kınayarak bölgede saldırganlığın derhal son bulması ve tüm taraflara sükunet çağrısında bulundu.
İran’ın İsrail’e kabul edilemez saldırısını şiddetle kınadıklarını belirten AB Yüksek Temsilcisi Borrell, “Bu benzeri görülmemiş bir gerilim, bölgesel güvenliğe yönelik ciddi bir tehdittir” dedi.
ABD Başkanı Biden, “İran’ın İsrail’e yönelik saldırılarına ilişkin güncel bilgiler için ulusal güvenlik ekibimle az önce görüştüm. İran ve vekillerinden gelen tehditlere karşı İsrail’in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmazdır.” şeklinde konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise ABD’nin İsrail’i desteklemek için İran topraklarına saldırması halinde Rusya’nın İran’ı destekleyeceğini ilan etti.
Çin Dışişleri Bakanlığı, İran’ın İsrail’e yönelik misilleme saldırılarına yanıt olarak yayınladığı bildiride itidal ve soğukkanlılık çağrısı yaptı. Bir bakanlık yetkilisi bölgedeki savaşın artık “Tamamen bitmesi” gerektiğini ifade etti ve ateşkes çağrısında bulundu.
Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, “İsrail’in güvenliğine olan bağlılığını” yineledi.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, “İran bir kez daha kendi arka bahçesinde kaos tohumları ekmeye niyetli olduğunu göstermiştir. Birleşik Krallık İsrail’in yanı sıra Ürdün ve Irak da dahil tüm bölgesel ortaklarımızın güvenliğini savunmaya devam edecektir.” dedi.
İtalya, Avusturya, Norveç ve Belçika son gelişmeleri ve Orta Doğu’da yaşananları dikkat ve endişeyle takip ettiklerini duyurdu.
Brezilya, bölgede artan gerilimin düşürülmesi için uluslararası toplumun çaba göstermesini istedi.
Ürdün hükümeti, olağanüstü hal ilan edildiğine ilişkin haberleri yalanlayarak, “Vatandaşlarımız için endişeye neden olacak bir durum yok” açıklamasını yaptı.
Suriye, Rusya yapımı hava savunma sistemlerini başkent Şam ve üslerin çevresinde alarm durumuna geçirdi.
Hizbullah tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde yer alan Keyla askeri üssündeki hava ve füze savunma karargahının vurulduğu belirtildi.