FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in yeğeni Selman Gülen ve eşi Nur Gülen’inde aralarında bulunduğu 4 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Selman Gülen ve Nur Gülen tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile bağlandı. Tutuksuz sanık Bekir Öztürk ve sanık avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
“FETÖ’NÜN YEĞENİ OLMAK HALK İÇERİSİNDE PSİKOLOJİK OLARAK KOLAY DEĞİL”
Sanık Selman Gülen savunmasında, “Hiçbir örgütsel iletişimim ve faaliyetim olmadı. Evde çıkan paralar kayınpederim Bekir Öztürk’ün birikmişidir. Devletin tüm kurumlarında, hakkımdaki tüm iddialar araştırıldı zaten. Söz konusu daire ben tahliye olmadan tutulmuş ve ailemin yaşadığı evdir.
Ben burada kayınpederim, kayınvalidem ve eşimle yaşıyordum. Elde edilen dijital materyaller ben hapsedilmeden önceki, 2016’dan önceki dönemden kalmadır. Kromlar 15 yıl öncesinden kalmadır, tarihleri geçmiştir. Bana ait dolar olarak bin 500 civarı dolar vardı ama o da hapsedilmeden önceki paralardı. Gerisi kayınpederimin birikmişidir. Hakkımda isnat edilen tek şey yakalandıktan sonra ele geçirilen paralardır, önce yakalayalım sonra suç bulalım mantığı işlenmiştir. Hiçbir şekilde örgütsel iletişimim yoktur, hatta akrabalarımla bile irtibat kurmadım. FETÖ’nün yeğeni olmak halk içerisinde psikolojik olarak kolay değil, insanlar sana da kinini kusmak istiyor. Sürekli bu baskıyla mücadele etmek zorunda kalıyorum. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum” dedi.
“HAKKINDA YAKALAMA OLDUĞUNU DA BİLMİYORDUM”
Selman Gülen’in eşi sanık Nur Gülen savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “Eşim Selman Gülen benim ilkokul arkadaşımdır, ilk kez kız istemede kendisini gördüm. Ailesinin, dünya görüşünün ne olduğunu bilmiyordum, beni ilgilendirmemişti. Evlendim ve 2016’da Selman gözaltına alınınca hayatım alt üst oldu. Toplumsal baskı altında kaldım, neye uğradığımı şaşırdım. Adaletten hiçbir zaman kaçmadım, korku içinde ailemle yaşadım, hakkında yakalama olduğunu da bilmiyordum. Sadece soy ismimden dolayı büyük bir baskı gördüm. Ben artık özgür olmak istiyorum. Bugüne kadar kaçmadım, bundan sonra da kaçmayacağıma söz veriyorum. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
SANIKLARA TUTUKLULUK DEVAM KARARI
Mahkemeye heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına oy çokluğuyla karar verdi. Heyet, tanık dinlenmesi ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, haklarında “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yakalama kararı bulunan sanıklar Nur Gülen, Bekir Öztürk ve Mine Öztürk’ün, adres kayıtlarının İzmir’de bulunmasına rağmen Sancaktepe’deki gaybubet adı verilen evde saklandıklarının tespit edildiği anlatıldı. İddianamede, sanıkların kaldıkları adreslerde farklı isimlerde tanındıkları, çevreleriyle irtibat kurmamaya özen gösterdikleri, GSM hattı üzerinden iletişim kurmadıkları, örgüt mensupları ile de internet tabanlı bir uygulamadan iletişim sağladıkları, aldıkları bu tedbirler sayesinde 2017 yılından beri yakalanamadıkları belirtildi. İddianamede, Selman Gülen’in 2018 yılında İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hapse mahkum edildiği, cezasının infaz edilmesinin ardından 7 Haziran 2022’de de cezaevinden tahliye edildiği hatırlatıldı. Tahliyesinden bu zamana kadar herhangi bir adres kaydı bulunmayan Selman Gülen’in, elde edilen bilgiler sonucunda Sancaktepe’deki adrese saklandığının belirlendiği aktarılan iddianamede, sanığın tahliyesinin ardından topluma karışmadığı, örgüt yöneticilerinin talimatları doğrultusunda gaybubet adı verilen evde kalmaya devam ettiği, yaşamsal faaliyetlerini karşılayacak ekonomik gelirleri sağlayıcı bir işte çalışmadığı aktarıldı. İddianamede, Selman Gülen’in saklandığı evde yapılan aramada bulunan 14 bin 500 dolar, 850 avro ve 500 kron para miktarı gözetildiğinde, sanığın örgüt mensupları aracılığıyla yurt dışından yasa dışı yollarla örgüt tarafından gönderilen paralarla geçimini sağladığına dair tespitlerin yerinde olduğu belirtildi. Selman Gülen’in adına kayıtlı telefon kullanmayarak tedbir uygulamaya devam ettiği belirtilen iddianamede, örgüt üyeliği suçundan arandığını bildiği kişilere yardımda bulunduğu kaydedildi. İddianamede, örgüt ile olan bağını koparmayan ve tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergileyen sanığın, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettiği, kendi iradesini örgüt yöneticilerinin iradesine rızaen teslim ettiği değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan G.E.T’nin, “Mine Öztürk, Yeni Oluşum Vakfı Yönetim Kurulu’nda bulunmaktaydı. Bu şahıs da benim ‘mütevelli’ olarak bildiğim kişilerdendir. FETÖ yapılanması içerisinde hiyerarşik bir konumu yoktu. ‘Halk tabakası’ olarak bildiğim kısmındaydı. Bu şahsın kızı olan Nur Öztürk isimli şahsın Fetullah Gülen’in yeğeni olan Selman Gülen ile evlendiğini biliyorum.” şeklinde ifadesine yer verildi. Sanık Nur Gülen’in örgütün sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptığı kaydedilen iddianamede, sanığın örgüt yöneticilerinin talimatları ile bankacılık finansal işlemleri gerçekleştirdiği, örgüte ait basın yayın organlarına düzenli abonelik ödemeleri yaptığı, hakkında yakalama emri olduğunu bilmesine rağmen ifade vermeyi tercih etmediği ifade edildi. İddianamede, sanık Nur Gülen’in de cep telefonu kullanmadığı, kendi adı ile resmi işlemler gerçekleştirmediği, yaşamsal faaliyetlerini karşılayacak ekonomik gelir sağlayıcı bir işte çalışmadığı, tam bir gizlilik ve sadakat içerisinde tutum sergilediği, örgütün gizlilik talimatları ile hareket etmeye devam ettiği vurgulandı.
Sanık Bekir Öztürk’ün Bank Asya’da hesabının bulunduğu aktarılan iddianamede, FETÖ ile iltisaklı yayınlar yapan bir firmaya 2015-2016 yıllarında düzenli ödemeler yaptığı, Kimse Yok Mu isimli kuruluşa para gönderdiği, kullandığı GSM hattı ile örgütün tepe yöneticileri ile çok sayıda görüşmesinin tespit edildiği belirtildi. Sanık Mine Öztürk’ün ise tanık beyanına göre örgütün mütevelli olarak adlandırdığı yapılanma içerisinde faaliyet yürüttüğü, örgütün sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptığı aktarıldı. İddianamede, sanıkların örgütün “gaybubet evi” olarak adlandırdığı kira sözleşmesi başkası tarafından yapılmış bir evde birlikte kaldıkları, kendilerini çevrelerinde yaşayanlara farklı isimlerle tanıttıkları, yakalanmamak amacıyla tedbir alarak market alışverişini dahi internet tabanlı market uygulamaları üzerinden yaptıkları belirtildi.
SANIKLARA 15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İddianamede, tutuklu sanıklar Selman Gülen, Nur Gülen ile tutuksuz sanıklar Bekir Öztürk ve Mine Öztürk’ün “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.