Erdoğan’dan son dakika Bolu açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen Kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı, yaklaşık 2 saat sürdü. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle: Konuşmamın hemen başında bu sabah Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında vefat eden 66 kardeşimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı yangında yaralanan 51 kardeşimize acil şifalar temenni ediyorum.
Yaralanan kardeşlerimizden 17’si taburcu edilirken biri yoğun bakımda olmak üzere diğerlerinin tedavisi devam ediyor. AFAD Sağlık ve diğer birimlerimiz yanan oteldeki çalışmalarını sürdürüyor. Hayatını kaybeden kardeşlerimizin kederli ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Yangının haberini alır almaz 4 bakanımızı süratle Bolu’ya gönderdik. Yangına müdahale çalışmalarını yürüten valimiz ve AFAD başkanımız ile diğer arkadaşlarımızdan düzenli bilgi aldık.
Yangına farklı kurumlarımızdan toplam 156 araç ve 428 personelle müdahale edilmiştir. Gerek yangının çıkış sebebini, gerekse faciada sorumluluğu olanları tespit etmek amacıyla idari ve adli soruşturmalar başlatılmıştır. 6 Cumhuriyet savcımız, 2 mülkiye başbüfettişimiz ile Çalışma Bakanlığımızdan 4 başbüfettişimiz, 5 kişilik bilirkişi heyeti ile birlikte en ince detayına kadar olay araştırılmaktadır.
İlk etapta aralarında facianın yaşandığı işletme sahibinin de olduğu dört kişi gözaltına alınmıştır. Şunu bir defa açık ve net söylemek durumundayım. Her ne surette olursa olsun böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanlar, ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir. Elbette yüreklerimizdeki yangını tarif etmekte kelimeler yetersiz kalıyor. Özellikle yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın derin bir tesir ve acı içinde olduklarını biliyoruz. Bu kardeşlerimizin acısını paylaşmak amacıyla bir günlük milli yas ilan edilmiştir. 22 Ocak 2025 Çarşamba günü yurdumuzda ve dış temsilciliklerimizde güneşin batışına kadar bayraklarımız yarıya çekilecektir.
Gün siyaset yapma değil, dayanışma, bir ve beraber olma günüdür. Siyaset, medya, yerel yöneticiler dahil tüm aktörlerden vatandaşlarımızın acısına hürmet göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Bir kez daha vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür elim olaylardan muhafaza eylesin diyorum.
Eğitimden savunmaya, güvenlikten bölgesel gelişmelere kadar kritik konuları değerlendirdiğimiz bir kabine toplantımızı daha tamamladık. Hep ola geldiği gibi son kabine toplantımızdan bugüne kadar ülkemize ve milletimize hizmet yolunda büyük bir gayret içinde olduk. Hemen her yıl gerçekleştirdiğimiz valiler buluşmamızda 81 ilimizin valisiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geldik. Kerim devlet tasavvurumuzun vatandaşa dönük yüzü olan vali ve kaymakamlarımızdan içinde bulunduğumuz kritik dönemde çok büyük hizmetler ve özverili çalışmalar bekliyoruz. Malumunuz geçen kabine toplantımızda aldığımız karar çerçevesinde 2025 yılını aile yılı olarak idrak edeceğimizi milletimizle paylaşmıştık.
‘AİLE KURUMU HEDEF ALINIYOR’
13 Ocak tarihinde 2025 Aile Yılı Tanıtım Programı’nı geniş bir katılımla Beştepe Kongre ve Kültür Merkezimizde gerçekleştirdik. Aile toplumun temelidir diyen anayasamızın 41. maddesinin çizdiği çerçevede aileyi güçlendirecek tedbirleri hayata geçiriyoruz. Aile kurumunun son yıllarda giderek katmerlenen çok boyutlu bir kuşatma altında olduğunu görmekteyiz. Özellikle cinsiyetsizleştirme politikaları aile kurumuna hedef alan küresel bir haçlı seferine dönüşmüş durumdadır. Türkiye bu cinsi akımlar karşısında fıtrat merkezde bir insanlık cephesi oluşturmaya çalışan ülkelerin en başında gelmektedir. Milletimiz için varoluşsal bir tehdide dönüşen bir diğer husus 1,51’e kadar düşen doğurganlık hızımızdır. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu göz önünde bulundurulduğundan tehdidin vehameti daha net anlaşılacaktır. Bir başka sorun evlenme yaşının yükselmesidir. Ülkemizde ilk evlenme yaşı kadınlarda 26’ya erkeklerde 28’e çıkmıştır. İlk anne olma yaşı ise daha önce görülmemiş biçimde 29’u aşmıştır. İktidar ve muhalefet fark etmeksizin bu tehlikeli gidişatı önce durdurmamız sonra da tersine çevirmemiz gerekiyor. İşte bütün bu gerçekler temelinde 2025 senesini aile yılı ilan ettik.
AİLE VE GENÇLİK FONU
Tanıtım programımızda hem aile müessesesine sahip çıkmak, hem de doğum oranlarını artırmak amacıyla devreye aldığımız yeni uygulamaları kamuoyumuzun takdirine sunduk. Evliliğe ilk adımını atan gençlerimize 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunduğumuz aile ve gençlik fonunu 81 ilimize yaygınlaştırma kararı aldık. Ayrıca yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını 5000 liraya yükselttik. İkinci çocuk için her ay 1500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5000 lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye aldık. İkinci ve sonraki çocuklar için vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bunun dışında da farklı destek, teşvik ve yardımlarla aileyi güçlendirecek çocuk sahibi olmayı teşvik edeceğiz.
SAHİPSİZ KÖPEK SORUNU
Aziz milletim, tabii burada şu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Bir taraftan aileyi koruma ve nüfusumuzu artırma gayesiyle canhıraş bir mücadele verirken, diğer taraftan göz bebeğimiz olan çocuklarımızın başıboş köpek sürülerince parçalanmasının izahını açık söylüyorum, ne kendimize ne vicdanımıza ne de milletimize yapamıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Yüksekova’da 12 yaşında bir evladımızın hayatını kaybettiği olay hepimizi derinden yaralamış ve sarsmıştır. Hatırlanacağı üzere daha önce de benzer hadiselere şahit olmuş, bunun üzerine hükümet olarak harekete geçmiştik. Bu sorunun çözümsüz kalmasından rant elde eden çeşitli lobilerin karşı çıkmasına rağmen mevzuatımızda gerekli düzenlemeleri yapmıştık. Kanun görüşmeleri arasında mecliste sahnelenen kepazelikleri, evladını kaybetmiş ailelerimize yönelik edepsizlikleri, bu insanların hiç mi vicdanı yok dedirten densizlikleri hiçbirimiz unutmadık ve unutmayacağız.
Yüksekova’daki Yürek Burkan olay, yasal düzenlemenin ve endişelerimizin ne kadar isabetli olduğunu tekrar teyit etmiştir. Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi şarttır, Türkiye’ye, okula, kütüphaneye, parka giden çocuklara sahipsiz köpeklerin saldırdığı bir ülke utancını yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Mevzuatta herkesin sorumluluğu bellidir. Siyasi partiyi ayırt etmek için belediyelerimizin tamamı yasanın ve yönetmeliklerin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmek zorundadır. Farklı bahaneler öne sürerek görevini yapmayanlarla ilgili bundan sonra daha zorlayıcı tedbirleri devreye alacağız. Tarım, İçişleri ve Çevre Bakanlıklarımız başta olmak üzere devletimizin ilgili tüm organları bu konunun üzerine daha kararlı gidecektir. Burada Eslem evladımıza yüce Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve arkadaşlarına sabır niyaz ediyorum.
“SURİYE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Yurtdışı kabuller noktasında da yoğun geçen iki haftayı geride bıraktık. 7 Ocak’ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sayın Barzani’yi külliyemizde kabul ettik. Kendisiyle terörle ortak mücadele eden diğer konulara gündemimizdeki tüm meseleleri istişare ettik. Moğolistan Cumhurbaşkanı ve heyetinin ziyareti 21 yıl sonra devlet başkanı seviyesinde Türkiye’ye gerçekleşen ilk ziyaret olması hasebiyle son derece önemli ve anlamlıydı. Ziyaret vesilesiyle ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkaran ortak bildiriyle çeşitli alanlarda on anlaşma imzaladık. Suriye yeni yönetiminin Dışişleri ve Savunma Bakanları ile İstihbarat Başkanı’nın ülkemizi ziyareti sırasında da pek çok kritik konuyu ele aldık. Yaklaşık 14 yıl süren zulüm ve katliamlar boyunca Suriyeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız ve sahipsiz bırakmadık.
Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması çabalarında da yeni hükümetin ve Suriye halkının yanında olacağız. Suriye toparlanıp güçlendikçe Esad’ın kaçarken arkasında bıraktığı enkaz kaldırıldıkça sadece Suriyeli kardeşlerimiz değil bölgemizin tamamı bundan kazançlı çıkacaktır. Bu toparlanmanın olabilmesi için şüphesiz başkalarından önce Arap ve İslam aleminin bu ülkeye destek olması önemlidir. Batılı kurumların uyguladığı yaptırımlar da bir an evvel kaldırılmalıdır. Bu konudaki hassasiyetimizi dün ülkemize resmi bir ziyarette bulunan Slovakya Başbakanıile paylaştım.