ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında beklenen görüşme nihayet gerçekleşti. İki lider 4 saatlik görüşmede önemli bazı konuları görüşüp, üst düzey iletişimi güçlendirme kararı almasına karşın, görüşmeden geriye, Biden’ın Şi hakkında söylediği “diktatör” sözü kaldı.
Dünyanın gözü, Filistin ve Ukrayna gündeminin yanı sıra iki büyük güç olan ABD ve Çin’in liderleri arasında uzun zamandır hazırlıkları yürütülen görüşmedeydi. Biden ile Cinping, samimi olduğu gözlenen görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra, Ukrayna-Rusya ve İsrail-Filistin konularını da masaya yatırdı. Çin kaynakları, görüşmede liderlerin üst düzey askeri ve liderler arası iletişimin yeniden sağlanmasında anlaştıklarını bildirdi. Görüşme sonrası sosyal medya platformu X üzerinden bir mesaj paylaşan ABD Başkanı Biden, “Yaptığımız en yapıcı ve verimli görüşmelerden birisiydi” dedi.
Ancak Biden, görüşme sonrası tek başına düzenlediği basın toplantısında asıl bombayı patlattı. Nitekim Biden, Haziran’da Şi ile ilgili söylediği “diktatör” sözünün hatırlatılması ve görüşme sonrası düşüncesinin değişip değişmediğinin sorulması üzerine, “Bizimkinden tamamen farklı bir hükümet şekli temelinde, komünist bir ülkeyi yöneten biri olması anlamında o bir diktatör” yanıtını verdi.
Şi ılımlı davrandı
Çin Devlet Başkanı Şi ise, Biden’ın “diktatör” sözü sonrasında, San Francisco’da düzenlenen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi için gittiği ABD’de programına devam etti. Amerikalı iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldiği konferansta ılımlı mesajlar vererek “ABD’nin dostu ve partneri olmaya hazırız” dedi. “Bir ülke diğerini baş rakibi ve en önemli jeopolitik sınama olarak görüyorsa bu sadece yanlış politikalara, doğru yoldan sapan eylemlere ve istenmeyen sonuçlara yol açar” diyen Şi, iki ülke halkları arasında etkileşim yaratacak daha fazla köprüler kurulması çağrısı yaptı.
Panda diplomasisine dönüş
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmesinin ardından ülkesinin ABD’ye “yeni pandalar göndereceğini” söyledi. Şi, pandaları, “Amerikan ve Çin halkları arasındaki dostluğun elçileri” diye tanımlarken, pandaların ne zaman ve nereye gönderileceğine ilişkin detay vermedi.
1972’de Pekin’in Washington’daki Ulusal Hayvanat Bahçesi’ne bir çift panda hediye etmesinin ardından pandalar iki ülke arasındaki dostluğun sembolü haline geldi. ABD’deki diğer hayvanat bahçelerine Çin’den pandalar kiralanmış, bu hayvanlar bir süre ABD’de kaldıktan sonra panda koruma programına geri alınmıştı. Ulusal Hayvanat Bahçesi’ndeki üç dev panda da (Mei Şiang, Tian Tian ve yavruları Şiao Qi Ji) geçen hafta Çin’e geri dönüş yolculuklarına başlamıştı. Üç pandanın dönmesi sonrasında ABD’de yalnızca 4 panda kaldı.